9 Haziran 2014 Pazartesi

Söyledik Ama, Dinletemedik - Gündüz Akgül

Söyledik Ama, Dinletemedik - Gündüz Akgül
12Eylül 2010 günü halkoyuna sunulan Anayasa değişikliği yasasının temel amacının, Anayasa Mahkemesi (AYM) ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yeniden yapılandırılarak yargının ele geçirilmesi olduğunu, diğer maddelerin, bu amacı saklaya dönük ve evet oyunu sağlamak için yasaya konulduğunu söyledik, özellikle kendilerini aydın diye tanımlayan başta “yetmez ama evet” diyenlerle diğerlerini ikna edemedik ve %58 oyla kabul edildi.
Keşke biz haksız çıksaydık. Ne yazık ki haklı çıktık.
AYM’nin yapılandırılmasında yeni atanan üyelerin nerdeyse tamamını iktidardan yana olanlardan seçildiği günlerce yazılı medyada yazıldı, görsel medyada tartışıldı.
Keza, HSYK yeniden yapılandırılırken günlerce medyada yer alan Adalet Bakanlığı listesinin aynen gerçekleştiği söylendi ve bu konuda bilgisi olanlarca tartışıldı.
HSYK’nun yeniden yapılandırılması demek, üyelerinin bu Kurul tarafından seçilen Yargıtay ve Danıştay’ın dolayısıyla yapılandırılması demekti. Sonradan Yargıtay’a seçilen 160 üye ile Danıştay’a seçilen 51 üye, blok oy kullanacak şekilde özenle seçildi.
Evet oylarının %58 oranında çıkmasının birinci etkeni, 12 Eylül faşist darbesi sonrasında işkence gören ve mağdur olanların, 12 Eylül darbesinin sorumlularından hesap sorulacağı maddesinin metinde bulunmasıydı.
12 Eylül sorumlularından hayatta olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında açılan dava, bu güne kadar karara bağlanmadığı gibi, çıkacak kararında mağdur olanları tatmin edeceğini sanmıyorum.
Bu gün yazılı medyada çıkan bir haberde, bu kesimin nasıl kandırıldığını göstermesi bakımından ibret vericidir.
Haber şöyle;
“7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile 12 Eylül dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın yargılandığı 12 Eylül davası ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara 10. Ağır ceza Mahkemesinden müdahil Avukatlarının ad ve adreslerini istedi.”
Bu Avukatların ayni gün medyaya yansıyan beyanları “gerekçesi ne olursa olsun bize gözdağı vermek istiyorlar”  şeklindedir.
12 Eylül darbesinden sonra mağdur olan ve işkence görenlerin haklarını savunacak olan müdahil Avukatlarının ad ve adreslerinin ne amaçla istendiğini bilmediğimiz için bu konuda kesin bir yargıya varmak ve olayın analizini yapmak olanağı yoktur.
Eğer müdahil Avukatlarının ad ve adreslerinin istenmesi, kendilerinin belirttiği gibi gözdağı vermek amacıyla istenmişse, bu durum, tarafsız ve bağımsız yargı açısından büyük bir kayıptır.
Dilerim bunun için istenmemiş olsun.
AKP, 11,5 yıllık iktidarı döneminde tüm devlet kurumlarını yandaş hale getirdiği ile yetinmeyip, Anayasa değişikliğinin halkoyunca kabulünden sonra, bağımsız yargıyı da, bağımlı hale getirmeyi büyük bir oranda başardı uygulamalardan anlaşılmaktadır.
Cumhuriyetin tüm kazanımlarını tek tek kaybettik. Elimizde henüz tam dönüştürülmemiş laik cumhuriyet kaldı. Bunu da kaybetmemek için iyi düşünmek ve önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde oyumuzu ona göre kullanmak zorunlu hale gelmiştir.
Eğer “yetmez ama evet” mantığıyla hareket edersek işimizin zor olduğunu şimdiden bilinsin istiyorum.
Söylemesi benden, düşünmesi yurttaşlardan.
“Yetmez ama evet” diyenler, iyi misiniz?

09.06.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder